Page 60 - KADIN, NEVİN TAŞLIÇAY
P. 60
İşte budur Batı’nın karanlık tarihinin 19. yy. yansıması ve 8 Martın tarihçesi.
Anadolu’da ise durum yüz yıllar öncesinden çok farklıdır kadın adına.
Aşıkpaşazade’nin Tevarih-i Al-i Osman’ında adı geçen, (Anadolu Kadınları Teşkilatı)
Bacıyan-ı Rum; toplum adına önemli bir zümreyi oluşturur. Bu bahsi geçen Anadolu
Kadınları Teşkilatı, Anadolu’nun fethi yıllarında oluşmuş ve bugünkü Anadolu mayasının
da oluşmasında bin yıllık geleneğin, emeğin sahibi olmuştur.
“Hem alp hem müteşebbis” sıfatıyla Türk kadınının şanlı tarihinin en bilindik ana nüve-
sidir bu teşkilat. Ahilik Teşkilatı’nın kadın kolları olarak da tarif edilir. Anadolu Selçuk-
lu’dan Osmanlı’ya, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk devletinin ihyacısı ve mille-
tin taşıyıcısıdır. Öyle lafta değildir bu ihya meselesi: Kadının en büyük şiddetleri
gördüğü Avrupa ve Amerika kıtasındaki kanlı dönemde, Türk kadını huzurun adı olmuş
ve ecdat topraklarını ilmik ilmik ihya etmiştir. Türk Tarih Kurumu’nun geçtiğimiz Şubat
ayında yayınladığı “Belgelerle ve Resimlerle Anadolu Kadınları Teşkilatı Bacıyan-ı Rum”
kataloğu da bu manada ihyanın, geleneğin, şanlı tarihin vesikası niteliğindedir. Türk
kadını hangi kutsal misyonu üstlenmemiştir ki belgelerle Bilecik Hisarı fethinde de,
Osmanlı Beyliği’nin kuruluş yıllarında da alp şahsiyetiyle dimdik ayaktadır. Sadece alplik
değildir de hüneri. Yeri gelmiş elçilik görevinde bulunmuştur yeri gelmiş han, saray, şifa-
hane, medrese, cami yaptırmıştır.”