Page 34 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-3
P. 34
34 MUTLU KADIN 35
İslam dini, kadın ve erkeğe insan olarak aynı değe- aslî üyeleri olarak görülmemiş, bir alt grup olarak za çıkmış ve bu kadınlar ailesi için fedakârlık yapan,
ri verdiği hâlde, bazı müçtehit ve fakihlerin İslamî değerlendirilmişler, hatta kadın taifesinden olma- güçlü tipler olarak tasvir edilmiştir. Bununla birlikte
nasları (delil niteliğindeki ayet) yanlış tefsirleri ve bu ları onların ayıbı olarak gösterilmiş, “nakısatü’l akl yine de kadın psikolojik, sosyolojik, bireysel olarak
tefsirlerin yanlış uygulanmaları sonucunda Müslü- zümresinden” olduklarına dair ifadeler kullanılmış, ayrıntılı ele alınmamıştır.
man kadının toplumdaki değeri sarsılmıştır. Esas bu da onların edebiyat içinde yer edinmelerine izin
olarak bakıldığında Peygamber Efendimiz pek çok vermemiştir. Aynı zamanda klasik yani divan ede- İlerleyen yıllarda ise bu durum değişmeye başla-
hadis-i şerifte öğütlediği gibi Veda Haccı’nda da biyatı incelendiğinde kadının geri plana yitildiğini mıştır. Üretim yapısındaki değişmeler kadınların ne
“Âshabım!Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye edi- ve hatta aşağılandığını görmek mümkündür. Bu yaptıkları, nasıl yaptıkları ve bu işlerin değerlendi-
yorum.”diye buyurmuştur. Öte yandan İslâmiyet’in dönemde yazılmış eserler incelendiğinde kadının rilip, değerlendirilmediği sorusu kadınlara ilişkin
kabulünden sonra Arap ve Fars kültür dairesinden hilekar,inanılmaz,güvenilmez,yalancı,iyiyi kötüden tutum ve değer yargılarında önemli gelişmeler
gelen Arap, Fars ve Hint gelenekleri de kadına ba- ayıramayan,vefasız,taş kalpli,kinci olarak nitelendi- yaratmaktadır. Bu tutarsızlık gün geçtikçe çağdaş
kıştaki olumsuz gelişmeleri etkileyen en önemli ne- rildiği görülmektedir. edebiyata da yansımaktadır.
denlerdendir.
Buna karşın Halk ozanlarının kadına karşı tutumu Kadının yeri, kişiliği ve eğitim öğretim imkânlarının
Kutadgu Bilig gibi, Türklerin İslamiyet’i kabulünden ise divan şairininkinden farklıdır. Saz şairi için kadın çeşitliliği ve kutupluluğu bakımından 1970’lerin
sonra yazılmış ilk edebî eserlerde kadının Dede sevgilidir. Canlıdır, her türlü övgüye değer. Özellikle Türk toplumu çok çeşitli kadın imajlarıyla romanı-
Korkut hikâyelerinde anlatılan toplumsal değer ve güzellemelerde onun nitelikleri içtenlikle dile geti- mızda da yansımasını bulmuştur.
öneminin sarsılmaya başladığı görülmekle birlikte, rilir. Köroğlu‘nun Nigar Hanım’la ilişkisi de kadına
15. yüzyıla kadarki dönemde yazılmış eserlerde duyulan saygının gelenekselliğini göstermekte ve Türk tarihinde, kültüründe ve edebiyatında Türk ka- “
kadının eski itibarlı konumunu tümüyle yitirmediği dönemin kadına yönelik anlayışını ifade etmede bir dını, yukarıda özetlendiği gibi; hem toplum hem de
görülür. Örneğin büyük şair Mevlana’nın, eserlerin- örnek teşkil etmektedir. devlet içerisinde bir değere sahiptir. Kadınlar doğ-
de kadını gerçek değer ve saygınlığı ile ele aldığını rudan toplum içerisinde faal bir şekilde hayatını de-
Mesnevî’nin birinci cildinde ve Fîhi Mâ-fîh’te gör- 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaş- vam ettirmektedirler. Günümüz Türk toplumunda
mek mümkündür. ma hareketleri başlamış ve Batı toplumlarına örnek zaman zaman görülen kadına karşı şiddet olayları,
olarak bazı yenilikler yapılmıştır. Kadının özgürleş- kadınla erkeğin tıpkı bir elmanın yarısı gibi birbirini Kadın ve erkek,
13. yüzyıldan 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar yak- mesi konusunda çalışmalar hızlanmıştır. Evlilikte tamamlayan parçası olduğunun şuuruna varma- birbirlerinin rakibi
laşık altı yüzyıllık divan edebiyatı geleneği içinde eş seçme, tek eşlilik, kadın giysilerinin değiştirilme- mış insanlar tarafından yapılan münferit olaylar değil, tamam-
kadın şairlerin sayısının erkek şairlerin sayısıyla si gibi gelişmeler bu dönemde görülmüştür. Bu ge- olarak değerlendirilmelidir. Türk insanı, geçmişini layıcılarıdır. İnsan
soyunun devamı,
kıyaslanamayacak kadar az oluşu da Osmanlı ede- lişmeler elbette edebiyatımıza da yansımıştır. yeniden öğrendiğinde veya gelenek-göreneklerine onların birlikte
biyatında kadınlara düşen pay hakkında fikir verici- yazarların en çok önemle üzerinde durduğu konu- sahip çıktığında, Türk kadını da tarihte olduğu gibi yaşadıkları
dir. Kadın şairler tezkire yazarlarınca da edebiyatın Tanzimat Dönemi’nde aşk ve kadın somutlaşmaya lardan birisidir. Kadının toplum içinde yerini alması, layık olduğu yeri bulacaktır. aile kurumuna
başlamış ve kadın, sosyal ve psikolojik sorunlarıyla aydın ve çağdaş olmak için verdiği mücadele, ka- bağlıdır. Temelleri
aşk teması içinde anlatılmıştır. Genelde karşı cinse dın-erkek ilişkileri, kadının cinsel yönden uğradığı Geçmişten günümüze kadar kadınlar, kimi zaman sağlam aile
zıt karaktere sahip veya köle, esir düşmüş kadınla- baskılar bu dönem eserlerinde işlenmiştir. toplum içerisinde yüceltilmiş kimi zaman da is- kurumları ise,
rın öyküleri anlatılmaktadır. tismar edilmiştir. Günümüz dünyasında ise kadın, eğitimli ve itibarlı
kadınlar üzerinde
1940’lı yıllarda, Garip akımı ile birlikte sokakta her maalesef cehaletin ve tüketim ekonomisinin hede- yükselecek ve
Servet-i Fünun döneminde ise kadın hasta bir var- zaman karşılaşabileceğimiz birisi olmuştur. Ku- fi haline getirilmeye ve kadın ile erkek birbirlerinin yarınlar onlar ile
lık olarak tasvir edilmiş.Servet-i Fünûn şiiri, içe ka- surları da, güzelliği de eserlerde işlenmiştir. Özellik- rakipleri gibi karşı karşıya getirilmeye çalışılmakta- şekillenecektir.
Türk tarihinde, panık, sanatlı, hissî söyleyişi ön plana çıkaran bir le 1940’lı yıllardan sonra, kadın şiirde evrim geçir- dır. Hâlbuki kadın ve erkek, birbirlerinin rakibi değil,
kültüründe ve anlayışla yazılmış ve kadın teması da buna göre şe- meye başlamış ve sevgili olarak tanıdığımız kadın, tamamlayıcılarıdır. İnsan soyunun devamı, onların
edebiyatında Türk killenmiştir. Bu dönemdeki aşk anlayışı platonikle artık birlikte olunan, somut bir kadın kimliğiyle kar- birlikte yaşadıkları aile kurumuna bağlıdır. Temelleri
“
kadını, yukarıda sınırlı olduğu gibi, aşkın karşılığı kadın da ulaşılmaz, şımıza çıkmaktadır.Yaşayan bir kadındır bu. Şiirde sağlam aile kurumları ise, eğitimli ve itibarlı kadın-
özetlendiği gibi; adıyla sanıyla kadınlar anılmaya başlamıştır.
hem toplum güzel niteliklerle donanmış bir insan örneği olarak lar üzerinde yükselecek ve yarınlar onlar ile şekille-
hem de devlet karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemin kadın anlayışı necektir.
içerisinde bir ile ilgili olarak Cemal Süreya,“Servet-i Fünûn dö- 1955’li yıllardan sonra özellikle İkinci Yeniciler’den
değere sahip- nemindeki güzel, son derece romantik bir kalem sonra ise kadın cinsel öğe haline gelmiştir.Cum- KAYNAKÇA
tir. Kadınlar efendisinin uzaktan uzağa hayran olduğu kadındır.” huriyetin ilk elli yılında kadın bir siluettir. Bir birey 1. ŞENGÜL,M.(2016).Kadın Edebiyatı:Bir Varoluş Mü-
doğrudan toplum demiştir. olmaktan ziyade bir anne, bir eştir. Bu dönem eser- cadelesi.The Journal of Academic Social Science Stu-
içerisinde faal bir lerinde kadının net özelliklerini görememekle bir- dies,44,203-211.
şekilde hayatını
devam ettirmek- Mili Mücadele döneminde , savaşan, vatan için likte daha sonraki yıllarda dünyada ve Türkiye’deki 2. ÇETİNKAYA,Ü.(2008).Divan Edebiyatında Kadına Genel
tedirler. mücadele eden güçlü bir varlık olan kadın onurlu, değişimler sonucu kadın köylü, işçi, aydın, burjuva Bakış.Turkish Studies,3(4), 279-334.
çalışkan, özgüvenli olarak anlatılmıştır. Yurdun kur- özellikleri ile karşımıza çıkmaktadır.Artık romanlar- 3. İNAN,A.(1968).Makaleler ve İncelemeler.Ankara:Türk Ta-
tarılmasında çekilen sıkıntıların yanında, bu uğurda da da somutlaşmaya başlamıştır. Kadını tüm yön- rih Kurumu Yayınları.
şehit ve gazi olan insanların aşık oldukları sevgilisi leriyle ele alan yazarlar toplumcu yönüyle ön plana 4. ÖZKIRIMLI.A.(2005).Türk Edebiyatı Tarihi.İstanbul:İnkı-
olmuştur. çıkan yazarladır. Fakir Baykurt, Yaşar Kemal gibi lap Kitabevi.
yazarların romanlarında kadın düzene karşı, doğa-
Cumhuriyet dönemine geldiğimizde kadın imgesi ya karşı mücadele eden bir anne tipi olarak karşımı-