Page 56 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-3
P. 56

56                                                                                                                                                                               MUTLU KADIN HUZURLU TÜRKİYE             57


                                                  Buse ÖĞÜTLÜ        İstanbul Ülkü Ocakları Asena Başkan Yardımcısı ve               eski geçmişlerine dönüp bakmaları yeterlidir.” [1]  dınlar da alınıyordu. Bu gelişmelerin yanında aynı
                                                                     Eğitim Birimi Komisyon Başkanı
                                                                                                                                                                               meslekte olmasına rağmen kadın ve erkek maaş-
                                                                                                                                     Bu çerçeveler ışığında romanlardan şiirlere, şiirler-  larının ve yetkilerinin farklılığı, savaşların bitmesiyle
                                                                                                                                     den makalelere farklı dünya görüşlerince irdelenen   kadın kadrolarının yerini tekrardan erkeklere bırak-
                                                                                                                                     kadın kimliği, eğitimli kadın yetiştirilene kadar, ge-  ması gibi durumları da gözden kaçırmamak gerek-
                                                                                                                                     nellikle  erkekler  tarafından  ele  alındı.  Tanzimat’ta   mektedir.
                                                                                                                                     arka arkaya açılan kız mekteplerinin Meşrutiyet’ e
              MİLLİYETÇİLERİN                                                                                                        yetiştirdiği aydın kadın ordusuysa sürecin getirdi-  Milli  vicdânın  yetiştirdiği  kadınlar  hürriyet  müca-
                                                                                                                                     ği özgürlük ortamından faydalanarak sayısız yayın
                                                                                                                                                                               delesinin fikri safhasında eserler vererek toplumu
                                                                                                                                                                               yönlendirmiş, hatta Halide Edip Sultanahmet Mey-
                                                                                                                                     organı ve derneği hayata geçirdi. 1875’te çıkartılan
              KADIN MÜCADELESİ ve                                                                                                    ilk kadın dergisi Terakki-i Muhadderat ile başlayan   danı’nda “Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht
                                                                                                                                                                               bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht
                                                                                                                                     yazın  hayatı,  İkinci  Meşrutiyet’le  önemli  gelişme
                                                                                                                                     göstermiş sadece 1908 senesinde 3 kadın dergisi
                                                                                                                                                                               yeni milletin de bedbaht bir anasıyım!” diyerek ka-
                                                                                                                                     daha çıkartılmıştır. Bu 3’ünden özellikle “Kadın” adlı
                                                                                                                                                                               dın kimliğiyle haykırmış, millet şuurunu bir kor gibi
                                                                              MHP                                                    derginin üzerinde bir kaç konu itibariyle durmak ge-  kalabalıkların  yüreğinde  yeniden  canlandırmıştır.
                                                                                                                                                                               Türk kadını Anka misali yeniden yaşam buluşuna
                                                                                                                                     rekir. Öncelikle, Selanik’te çıkan ilk kadın dergisidir
                                                                                                                                                                               tanıklık  etmiş,  yüzyıllardır  üstlendiği  “erkeği  ta-
                                                                                                                                     ve  30  sayılık  yayın  hayatı  boyunca  kız  okullarına
                                                                                                                                                                               mamlama” rolünden sonra Şerife Bacı, Nene Hatun,
                                                                                                                                     ücretsiz  gönderilmiştir.  Zaman  zaman  İttihat  ve
                                                                                                                                                                               Kızlı  Alay’ın  kızı  Onbaşı  Nezahat  olarak  mücadele
                                                                                                                                     Terakki  Cemiyeti’ne  yönelik  mesajlar  vererek  bu
                                                                                                                                     bağlantıyı okuyucusuna hissettirmiş, Genç Kalem-
                                                                                                                                                                               tatmıştır.
                                                                                                                                     ler dergisinin yazar kadrosuna ve İttihatçı kadınlara   safhasında itibar ve yer bulabilme zevkini bir daha
                                                                                                                                     ev  sahipliği  yapmıştır.  Yazılarda  genellikle  eğitim
                                                                                                                                     üzerinde durulmuş, siyaset konuşulmuş, kadınların   Cumhuriyetin kadınları...
                                                                                                                                     toplum hayatına katılımı ve örgütlenmeleri destek-
                                                                                   “Kadın yükselmezse alçalır vatan,                 lenmiştir. [2]                            Zübeyde Hanım’ın evlâdı, bir bozkurt sesleniyor:
                                                                                     Samimi olmaz onsuz bir irfan.”
                                                                                                                                     Yine bu süreç içerisinde gerçekleşen dernekleşme-  “…Dünyada  hiçbir  milletin  kadını,  ‘Ben  Anadolu  kadı-
                                                                                                                                     ler, farklı adlarda ve alanlarda olmasına karşın tek   nından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere gö-
                                                                                                   Ziya Gökalp                       bir gaye etrafında birleşiyordu: Kadına statü kazan-  türmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez.
                                                                                                                                     dırmak. İlk kadın yazarımız Fatma Aliye’nin kurdu-  Belki erkeklerimiz memleketi istilâ edenlere karşı sün-
                                                                                                                                     ğu Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti muhtaç as-  güleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle
                                                                                                                                     ker ailelerine yardım etme gayesi taşıyorken; 1908  düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkekleri-
                          Günümüzde  değişen  ve  gelişen  sosyal,  siyasal,   daha ılımlı ele alıyordu. İslamcılar kadının İslam’ın   yılında Halide Edip Adıvar ve arkadaşları tarafından   mizin  teşkil  ettiği  ordunun  hayat  kaynaklarını  kadın-  “
                          hukuk,  eğitim  müesseselerinin  yanında  kadının   temellerine  inerek  kurtulabileceğini  savunurken,    kurulan Teal-i Nisvan Cemiyeti, sadece kadına irfân   larımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, ormandan
                          toplumdaki yerinin de yüksek sesle konuşulmaya   İstanbul’dan  Kırım’a,  Kırım’dan  Azerbaycan’a  tüm      kazandırmayı amaçlıyordu.                 odunu, keresteyi getiren, mahsulleri pazara götürerek
                          başlanması,  toplum  içerisinde  büyük  yankı  uyan-  Türkçüler Türk milletinin özüne dönüşünün aynı za-                                             paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bü-
                          dırmaktadır. İçinde bulunduğumuz yüzyılın hakim   manda kadının hürriyetine kavuşması olacağı kanı-        Gözlerimizi kadının çalışma hayatına çevirdiğimiz-  tün bunlarla beraber, sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki
                          anlayışı, varoluşun ilk ve temel ayrımı olan “cinsi-  sında birleşiyordu. İsmail Gaspıralı, Rusya Türklü-  de,  bu  döneme  kadar  genellikle  kırsal  kesimlerde   yavrusuyla  yağmur  demeyip,  kış  demeyip,  sıcak  de-
                          yet”  statüsünde  kadınları,  hayatta  yan  rol  sahibi   ğünde kadın mücadelesine liderlik edecek bir kızı;   tarla  ve  ev  dokumacılığında  çalıştığı  görülürken,   meyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar,   Türk kadını Anka
                          yapmaktan  öteye  gidememiştir.  Geçmişe  dönüp   Şefika Gaspıralı’yı yetiştirirken, kendisi de kadınları   II.  Meşrutiyet’in  ilanı,  kadınların  eğitilmesi,  sava-  hep o yüce, o fedakâr, o ilâhî Anadolu kadınları olmuş-  misali yeniden
                          baktığımızda bunun aksi olarak her zaman saygın   “alem-i insaniyetin yarısı” diye tanımlamaktadır. Ni-    şın  getirdiği  iktisadi  sıkıntılar  gibi  sıralanabilecek   tur. Bundan ötürü, hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük   yaşam buluşuna
                          ve hürriyet sahibi, mücadeleci, feragâtli, haksever,   tekim Türkçülerin genel kanıya vardığı bu fikri Ziya   sebeplerden kadınlar iş alanında da atılımlar ger-  duygulu  kadınlarımızı,  şükran  ve  minnetle  sonsuza   tanıklık etmiş,
          İsmail Gaspıralı,   sadakat  ve  fedakârlıklarla  ön  plana  çıkmış;  Türk   Gökalp’in penceresinden de açıklayabiliriz:   çekleştirmiştir.  Özellikle  1916  yılında  kurulan  Os-  kadar aziz ve kutsal bilelim.” [3]  yüzyıllardır üst-
           Rusya Türklü-  milletine  nice  başbuğlar  bağışlamış  Türk  kadını-                                                      manlı Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyyesi bu                                    lendiği “erkeği ta-
            ğünde kadın   nın  bu  denli  yok  sayılmasını,  Türkiye’yi  toplumsal   “Türklerin, gerek aile ahlakında ve gerek cinsel ahlakta   alanda önemli bir rol üstlenmişti. O zaman Harbiye   ve Türk kadını, o’ndan aldığı işaretle emin adımlarla   mamlama” rolün-
                      “
           mücadelesine   yozlaşma ve kimlik kaybına götüren önemli bir me-  ne kadar yüksek oldukları bilinmektedir. Bugün Türk-                                                                                           den sonra Şerife
        liderlik edecek bir   sele  olarak  belirtebiliriz.  Nitekim  Osmanlı’nın  son   ler, tamamen bu eski ahlakı kaybetmişlerdir. İran ve   Nazırı  olan  Enver  Paşa’nın  kuruculuğunu  yaptığı   ilerliyor.           Bacı, Nene Hatun,
          kızı; Şefika Gas-  dönem  meseleler  yığını  içerisinde  toplumun  her   Yunan medeniyetlerinin etkisiyle kadınlar esarete düş-  dernek, eşi Naciye Sultan tarafından desteklenmiş,   5 Aralık 1934, gazi meclisince Türk kadınına seçme   Kızlı Alay’ın kızı
         pıralı’yı yetiştirir-  kesimine yönelik iyileştirme çabaları sürerken, ka-  müşler, hukukça aşağı bir dereceye inmişlerdir. İşte bu   başlangıçta sadece elişi gibi basit üretimler yapar-  ve seçilme hakkı veriliyor. Bundan tam iki ay sonra   Onbaşı Nezahat
          ken, kendisi de                                                                                                            ken zamanla gelişmiş, binlerce kadını bünyesinde   8 Şubat 1935’te gerçekleşen 5. dönem seçimlerin-  olarak mücadele
         kadınları “alem-i   dın meselesi de dönemin aydınları ve özellikle Türk   nedenledir ki, memleketimizde Türkçülük akımı doğar   toplamıştı I. Dünya Savaşı’nın getirdiği gereksinim-  de Türk kadını, 17 kadın milletvekili ile temsil edili-  safhasında itibar
        insaniyetin yarısı”   milliyetçilerince  kendisine  taraftar  bulabildi.  Kadı-  doğmaz, feminizm ideali de beraberinde doğmuştur.   le beraber orduda da kadına duyulan ihtiyaç artmış,   yor. Yani Fransa ve Bulgaristan’dan 10, İtalya’dan   ve yer bulabilme
        diye tanımlamak-  nın ilk hareket alanı; diğer fikir akımları gibi edebî   Türkçülerin hem halkçı, hem de kadıncı olmaları, yal-  Birinci Ordu tarafından İstanbul’da oluşturulan Bi-  11, Çin’den 15, İsviçre’den 27 yıl önce... [4]  zevkini bir daha
                 tadır.   eserler oldu.                             nız bu yüzyılın bu iki ideale değer vermesinden dolayı           rinci Kadın İşçi Taburu, kadınlara askeriyede çalış-                                   tatmıştır.
                                                                    değildir; eski Türk hayatında demokrasi ile feminizmin           ma fırsatı sunmuş, bu fırsat kadın yayınlarınca da   Yeniden Milliyetçi Hareket...
                          Osmanlı’nın kurtuluşunun Batılılaşmakla olacağını   iki  başlıca  esas  olması  da,  bu  konularda  büyük  bir   coşkuyla  karşılanmıştı.  Ordunun  yanısıra  yine  ilk
                          savunan  kesimin  çoğunluğu,  kadının  ötelenme-  etkendir. Başka milletler, çağdaş medeniyete girmek      olarak  devlet  dairelerine  de  özellikle  öğretmenlik,   Atatürk  sonrası  dönemde  her  alanda  olduğu  gibi
                          sinde ya İslam’ı ya da İslam ile birlikte gelen kül-  için geçmişlerinden uzaklaşmak zorundadırlar. Oysa-  müfettişlik,  telefon  memureliği  gibi  kadrolara  ka-  Türk  kadının  atılımı  da  ivme  kaybetmiştir.  Vatan-
                          türü sorumlu tutuyor, küçük bir kısmı ise meseleyi   ki Türklerin, modern medeniyete girmeleri için, yalnız
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61