Page 15 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 15

MUTLU KADIN MUTLU TÜRKİYE          15


             ihtimal  dâhilinde  olabileceğinin  acı  kararını  verip   değiştiremedik.  Üzerinde  yaşadığımız  kendi  vata-
             diğerini feda ederken hangi duyguları hissettiyseniz   nımızda şehit analarının gözyaşlarını dindiremedik.
             biz de hissettik ve Mağcan’ın  şiirindeki gibi “Alıstaki   Daha mücadele edeceğimiz ne çok şey var!
                                   3
             bavırlarımızı/Uzaktaki  kardeşlerimizi”  hiç  unutma-
             dık.  Unutmadık  ama  demir  perdelerin  ardına  elle-  Azerbaycan  Şehitler  Hıyabanında  yatan,  Kara-
             rimizi de uzatamadık… “Üzümcü” hikâyesinde dile   bağ’da, Kara Ocak Katliamında can veren Türk Dün-
             getirildiği gibi, Yemen’de, Huş’ta, Balkan’da, Çanak-  yasının  şehit  kadınları…  Sizlerle  de,  sizlerin  büyük
             kale’de, Sakarya’da, Kars’ta ya öldük ya da ölenleri-  anaları Aga Begim Agalarla, Agabacı Gencebeyim-
             mize yandık, sanma ki sizler yokluk içindeyken bizler   lerle, Hurşid Banu Natevan Hanımlarla, Hamide Ha-
             varlık içindeydik…                         nım Cavanşir Memmedguluzadelerle, İzzet Oruço-
                                                        valarla,  destan  kahramanı  Hacer  hanımlarla  da
             Kırım’ın  işgalinden  sonra  öz  vatanında  ötekileşti-  gurur duyuyoruz. Onlar Türk kadının ayrı birer sem-
             rilen,  topraklarını  kaybeden,  öz  vatanında  yaşama   bolü.  Azerbaycanlı  kadınlarımız…  Topraklarınızın
             imkânı  kalmayınca  Türk’ün  ortak  kaderine  ayak   bir kısmının Ermeniler tarafından işgalinden sonra,
             uydurup istemese de vatanından göçen, bu göçte   “kaçgın/kaçak” oldunuz,“köçkün/göçmen” oldunuz;
             kimi zaman hedefe ulaşmayı başaran, kimi zaman   yılmadınız, yılmayacaksınız. Bugün, Türkiye için gö-
             da Karadeniz’in soğuk sularında hayatını kaybeden   zünü bile kırpmadan savaşacağını söyleyen Yüzba-
             Kırım Kadınları, senin kaderini bugün Türkmen kız   şı Roza Aligızı kızkardeşimiz… İçimizden çıkan ha-
             kardeşlerin bir başka denizde yaşamıyor mu? Daha   inlerin sözlerinin yanında senin sözlerin kardeşliğin
             sonra, bilmedikleri ve işlemedikleri suçlarıyla öz va-  en içten ifadesi, senin gibilerin varlığı, Türk kadınının
             tanından hayvan vagonlarına doldurularak aylar sü-  varlığının da teminatı…
             ren yolculuklarla, hiç bilmedikleri diyarlara sürülen
             Kırım’ın Ayşesi, Zerası, Zeynep’i, Safinar’ı… bizler de   Türk Dünyasının bize göre en uzak ama diğer kar-
             sizler gibi Ayı Dağı’nı, Aluşta’yı, Akmescit’i, Gurzuf’u   deşlerimizle  birlikte  gönül  dünyamızın  en  nadide
             “aytıp  da  ağladık”  yıllar  yılı.  Sürüldüğün  yerde  aile   köşelerinde  sakladığımız  Uygur  kadınlarımız;  des-
             fertlerinden ayrı düşüp yoklukla mücadele etsen de   tanlarda yer alan Naziğim, Gülendam… Sosyal ha-
             Kırım Türk’ü senin sayende yok olmaktan kurtuldu.   yatta  Dilşad  Hatun,  Rabia  Hanım…  Sizler  bayrak
             En  zor  şartlarda  verdiğin  vatana  dönüş  mücade-  oldunuz, inmediniz, inmeyeceksiniz. Milletiniz adına
             lenle,  “Vatan  Kırım”  diye  haykırarak  gurur  duyduk   verdiğiniz  büyük  mücadele,  sizden  sonrakiler  için
             derken, kaderin seni tekrar yeni bir mücadeleye attı   tükenmez bir güç pınarı olacak; Doğu Türkistan ka-
             günümüzde. İşini, evladını, evini, barkını kaybetme   dını, sizleri örnek olarak varlık mücadelesini her türlü
             tehlikesi altındayken, insanlığın buna sessiz kalması   baskıya, zulme rağmen sürdürecek.
             neden?
                                                        İdil-Ural’ın fazilet timsali Süyünbike Hatunları… Ha-
             Ulu  Önder  Mustafa  Kemal  Atatürk’ün  “Dünyada   kas,  Çuvaş,  Şor,  Tıva  ve  Altay  Kişi  kardeşlerimiz…
             hiçbir milletin kadını, ben, Anadolu kadınından daha   Destanlaşan  Altın-Arığlar,  Bayan-Toolaylar,  Ak-Ci-  Keşke aksi-
             fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götür-  bekler…  Yaşadığınız  coğrafyada  ana  dilinizin  ya-  ni söylemek
             mekte, Anadolu kadını kadar gayret gösterdim di-  şaması,  geleneklerinizin  sürmesi  sizin  sayenizde   mümkün olsaydı
             yemez” şeklindeki sözleri ve bu sözlerin samimiye-  gerçekleşecek. Altay Dağlarının en heybetli tepesine   ama maalesef
             tini ispatlayan kadınlara sosyal ve siyasi haklarının   “Kadın Dağı” denmesi boşuna değil. “Umay Ana”nın   hangi coğrafya-
                                                                                                     da olursa olsun,
             verilmesi  yolundaki  düzenlemeleri  sayesinde,  her   “kut”u sizinle.                  Türk kadınları
             alandaki  başarılarımızla,  Anadolu  kadınının  sade-                                   asırlardır her
             ce ana ve eş olarak değil, Anadolu’yu vatanlaştıran   Türkülerle  aşık  olan  Cemile,  fedakarlığın  timsali   yönden zor bir
                                                        Toprak Ana, aydın Kırgız kadın sembolü Zarife, Kır-
             Hayme Anaların, taşıdığı mermilere zarar gelmesin   gız’ın  her  bakımdan  yücelmesini  uğruna  savaşan   hayat yaşadı
             diye canını feda eden Şerife Bacıların, İstiklal Madal-  Kurmancan Datka, Canıl Mirza… her biriniz ayrı birer   ancak her şeye
             yalı Nezahat Onbaşıların,Nene Hatun gibi kahraman   renksiniz, çiçeksiniz, kokusunuz. Nereye götürüldü-  rağmen bugün
             analarımızın  torunları  olduğumuzu  gösterdik.  Her   ğünü bilmediğiniz eşleriniz, babalarınız, kardeşleri-  dimdik ayaktayız.
             şeyin üstesinden geldik; akademisyen, doktor, sav-  niz bir gün geri gelirler ümidiyle şafak sancıları çek-
             cı,  hâkim,  öğretmen,  mühendis,  pilot,  asker  olduk   tiniz. Kimi zaman uzak diyarlardan gelen ümitsiz bir
             ancak günümüzde dahi kadınlara yönelik şiddetin,   sürgün mektubu, yıllar yıllar sonra tuğla fırınlarından
             cinayetlerin, çocuk evliliklerinin üstesinden geleme-  çıkmış  bir  aziz  hatıra,  onların  akıbetini  beyan  etti.
             dik. Ailenin mutluluğunu ve huzurunu kadının börek   Gidenlerden hiç haber alamadın ama yine de yetim
             açmasında arayan bazı hemcinslerimizin zihniyetini   çocuklarınla  ayakta  kaldın,  yıkılmadın;  çünkü  sen
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20