Page 19 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 19
MUTLU KADIN MUTLU TÜRKİYE 19
alçıdan boyalı heykellerle kendilerini ölümsüzleştir- Özellikle Selçuklu Dönemi Alpaslan ve Melikşah De-
mişlerdir. (Foto.:2) virlerinin Fars kökenli güçlü veziri, ”Siyasetname”
isimli kitabın yazarı Nizamülmülk’ün (1063-1092)
Türk kadınının, hayatın içindeki özgür durumuna
karşı telkinleri, söylemleri gibi sultanları ve yönetici-
leri etkileyenler de olacaktır. Yine de eski Türk inanç-
larının İslamiyet’le yoğrulduğu dinî anlamda bir
taassubun, tutuculuğun yaşanmadığı Selçuklu za-
manı, Türk kadınının varlığını hissettirdiği dönemdir.
Batı dünyası için karanlık Ortaçağ’da Türkler, kadın
ya da erkek, sadece savaşlarda güçleri ile değil mü-
zik, edebiyat ve görsel sanat alanlarında ince zevk-
leri ve yaratıcılıkları ile meydana getirdikleri eserleri
ile de aydınlığı yaşamışlardır. Selçuklu ve sonrasın-
Foto.2 Uygur Duvar Resminde Kadın
da Beylikler Devrinin sanat eserleri; Orta Asya’dan
getirdikleri gelenek, görenek ve kültürel değerlerini,
Oğuzların Müslümanlığı kabul ettikleri dönemin İslam inancı ile kaynaştırarak, bu topraklarda bul-
kahramanlıklarını anlatan Dede Korkut Destanı’n- dukları ile de zenginleştiren Türklerin kadın-erkek
da erkek kahramanlar, kahraman kadınlara değer birlikte meydana getirdikleri Türk uygarlığına ait gü-
vermekte ve Türk kadını, Dede Korkut Destanı’nda zelliğin ifadesidir.
“savaşçı-alp” özelliğinin yanı sıra güzelliği, ahlakı ve
konukseverliği ile de ön plana çıkmaktadır. Türkler
için doğacak çocuğun kız ya da erkek olması sorun
olmaz iken, destanlarda zaman zaman kız çocuk
sahibi olmak için dua da edilmektedir.
“Pay Biçen Bey dahi yerinde durdu. ‘Beyler benim
dahi hakkımda bir dua eyleyin. Allahu teala bana bir
kız vere’ dedi. Kalın Oğuz Beyleri el kaldırdılar, dua
eylediler. ‘Allah sana bir kız vere dediler.’ ”
Oysa aynı dönemin Arap, İran, Bizans toplumunda
kadının toplumdaki yeri için aynı değerlerden bah-
setmek mümkün değildir. Farslarda ve Arapların
Cahiliye dönemlerinde kız çocuklarının gömüldüğü,
kadının erkeğin malı olarak görüldüğü, sosyal ha- Osmanlı’nın
yatta bir yer, söz ve hakka sahip olmadığı görülmek- Foto.3 Selçuklu Dönemi Kadın Heykeli hâkim olduğu
tedir. İslamiyet’in kabulü bu toplumlarda kadınlara geniş coğrafyada
önemli haklar kazandırmakla birlikte, toplumlar ge- 13.yüzyıl Selçuklu zamanında Osmanlı Devrine ka- çok sayıda Türk
leneklerinden, eski alışkanlıklarından çok da uzak- dar varlık gösteren “Bacıyan-ı Rum” yani “Anadolu kadını inceliğini,
zarafetini,
laşamayarak kimi alışkanlıklarını İslam’ın bir gereği Bacıları” Ahilerin bir kolu gibi görünmekle beraber yardımsever
imiş gibi devam ettireceklerdir. aslında İslamiyet’in kabulü öncesi Türklerin Orta ruhunu; şifahane,
Asya’da var olan savaşçı-alp Türk kadınının Ana- aşevi, zaviye,
Samimi olarak İslamiyet’i kabul eden Türklerin Hz. dolu’daki devamı niteliği ile dikkat çekmektedir. cami, mescit,
Muhammed’e duydukları sevgi ve bağlılıkları, onun (Foto.:3) Evhadüddin Kirmanî’nin kızı, Ahilerin lideri medrese, çeşme
mensubu olduğu Arap kavmini de gözlerinde daha Ahi Evren’in eşi Fatma Bacı’nın lideri olduğu bu teş- gibi yaptırdığı
değerli kılacak; ilerleyen zamanla birlikte İslamlaş- kilatın kadınları örücülük ve dokumacılık, çadırcılık, çok sayıda
mak ve Araplaşmak birbirine karışarak Türk kadını keçecilik, boyacılık, halı, kilim, oya, dantel, nakış iş- vakıf esere
tam merkezinde bulunduğu, erkeklerle paylaştığı lemeciliği, kumaş imali ve bunlardan giysi yapımı yansıtmıştır.
sosyal hayatı giderek terk etmek zorunda kalarak, ile uğraşarak ülkenin iktisadi hayatına hem de sa-
eve daha doğru ifade ile Türk dünyasının bilmedi- nat alanına değerli katkılar sunmuşlardır. Eski Türk
ği bir kavram olarak kaç-göç dünyasının haremine yurtlarından Anadolu’ya gelenleri Ahilere ait tekke
kapanacaktır. ve zaviyelerde ağırlamak, onlara yol göstermek ve