Page 22 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 22

22


                          Aynı  dönemde  ortaya  çıkan  Batıcılar,İslamcılar  ve   açtığı serginin sanatçıları arasında Harika Hanım,-
                          Türkçüler  Osmanlı  Devleti’nin  geri  kalmışlığını  ve   Ruşen Zamir Hanım da bulunmaktaydı.
                          çözüm  önerilerini  farklı  bakış  açıları  ile  dile  getir-
                          mişlerdir. Bunlar arasında kadın konusunda doğru   Savaş yılları, 1919 yılı başlarında İstanbul Yıldız’da
                          bir  yaklaşım  sergileyen  Türkçüler,  kadını  devletin   Naciye  Hanım’ın“Hanımlar  Fotoğrafçısı  Naciye”
                          temeli, ailenin de merkezi olarak görmüş, eski Türk   tabelası  ile  bir  fotoğrafhane  açmasına  sebep  ola-
                          kültüründe olduğu gibi kadın-erkek eşitliği üzerinde
                          durmuşlardır. Türkçülüğün önde gelen isimlerinden
                          Ziya Gökalp “demokrat” ve “kadın haklarına saygı-
                 Erkeği   lı” bir toplum yapısı oluşturmanın gereğini Türklerin
            cephelerdeki   eski hayat tarzlarını hatırlatarak ifade etmiştir.
             Türk kadını,
             geride kalan   Türkçülük  akımından  beslenen  İttihat  ve  Terakki
            aile fertlerinin   mensupları, toplumun ilerlemesi ve refahı için kadı-
               geçimini   nın eğitilmesi gerekliliğini ve bu durumun milliyetçi
            üstlenmenin   nesillerin  yetişmesi  açısından  da  ülkenin  geleceği
            yanında silah   bakımından  da  önemini  vurgulamışlardır.  Bu  yüz-
               yaparak,   den İttihat ve Terakki hükümetinin kadınların eğitim
              taşıyarak,   görmesi ile ilgili olarak getirdikleri yenilikler arasında
              düşmanla    1913’de ilk defa Kız Lisesi açılması, 1917’de kızlar
             mücadelede   için  Güzel  Sanatlar  Okulu  ve  Konservatuar,  Behire   Foto.12 Mihri Müşfik Hanım
         geçmişteki yerini   Hakkı Hanım tarafından kurulan Biçki Yurdu, hem-
         almış; kahraman   şirelik  ve  ticari  dersler  veren  meslek  okulları  açıl-
                          ması oldu. Edebiyat, Riyaziyat ve Tabiiyyat Şubeleri
             Türk kadını,   de bulunan İnas Darülfünu’nun yani “Kız Üniversi-  caktır. Naciye Hanım Çanakkale gazisi eşinin çalı-
                                                                    şamayacak  durumda  olması  nedeni  ile  evi  geçin-
          erkeği ile birlikte   tesi”nin  en  fazla  öğrencisi  Sanayi-i  Nefise  Şubesi   dirmek için evinin alt katını bu işe ayırmış, ilerleyen
           yine destanlar   yani  Güzel  Sanatlar  Bölümü’nde  bulunmaktaydı.   zamanlarda başta Sultan V. Reşat’ın kızları olmak
              yazmıştır.  Bu  okullarda  yetişen  Türk  kadını,  Cumhuriyet  dö-  üzere  hanımlara  fotoğrafçılık  dersleri  de  vermiştir.
                          neminin öğretmeni, sanat eğitimcisi, sanatçısı ola-  “Seyyar Fotoğraf Muzaffer Hanım” ise 1923 yılından
                          rak çalışmaları ile çağdaş Türk sanatının meydana   başlayarak evlere gidecek, kadınların fotoğraflarını
                          gelmesine  büyük  katkı  sağlayacaktır.  Bu,  1914’te   çekecektir.
                          açılan İnas Dârülfünûnu ile Türk kadının yükseköğ-
                          retim imkânına kavuşması ve 1918 yılından itibaren   Her ne kadar konumuz dışı olmakla birlikte yine I.
                          yükseköğretimde  karma  eğitime  geçilmesi,  geliş-  Dünya Savaşı’nın sonunda, o zamana kadar Erme-
                          mesini Cumhuriyetin ilanı ile tamamlayacak önemli   ni kadınlarının çıktığı tiyatro sahnesinde ilk kez bir
                          bir adım olarak kabul edilmektedir.       Türk  kadınının  görünecek  olması  önemlidir.  Jale
                                                                    takma adıyla Afife Hanım’ın oyunculuk girişimi en-
                          Bu  yenilikler  Balkan  Savaşları,  I.  Dünya  Savaşı  ve   gellenmiş olsa da Cumhuriyet dönemine kadar Da-
                          Kurtuluş  Savaşı  yıllarında  yoklukların  gölgesinde   rülbedayi’de hiçbir Müslüman kadına rol verilmese
                          gerçekleşmiştir. Erkeği cephelerdeki Türk kadını, ge-  de  Türklerin  unuttuğu  geçmiş  dönemlerinin  sanat
                          ride kalan aile fertlerinin geçimini üstlenmenin ya-  değerlerini hatırlatacak kadar önemlidir.
                          nında silah yaparak, taşıyarak, düşmanla mücade-
                          lede geçmişteki yerini almış; kahraman Türk kadını,   Erkeklerin  devam  ettiği  Sanayi-i  Nefise  Mektebi
                          erkeği ile birlikte yine destanlar yazmıştır.  1883’e  kurulmuş  olmasına  karşılık  İnas  Sanayi-i
                                                                    Nefise Mektebi (Kız Güzel Sanatlar Mektebi) 1 Ka-
                          Enver Paşa’nın eşi Naciye Sultan tarafından 1915’te   sım  1914’te  öğretime  Zeynep  Hanım  Konağı’nda
                          kurulan  “Kadınları  Çalıştırma  Cemiyeti  İslamiyesi”   başlamıştır. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne ilk sene
                          eşleri cephelerde bulunan kadınlara iş bularak na-  33 öğrenci kayıt olmuştur. Önceleri sadece Resim ve
                          muslu  şekilde  çalışarak  geçimlerini  sağlamalarına
                          yardımcı olmak amacındaydı. Böylece savaş yılları-  Heykel bölümlerinden oluşan mektebin iki atölyesi-
                          nın getirdiği mecburiyetler de Türk kadının Osmanlı   nin öğretmenleri Ali Sami Boyar Bey ve Mihri Müş-
                          toplumunda yeniden erkeklerin çalıştığı iş alanların-  fik Hanım’dır. 1915 yılında Ali Sami Boyar ayrılınca
                          da varlık göstermelerinde etkili oldu.    yerine  Aznif  Hanım  öğretmen  olmuş,  yurt  dışında
                                                                    eğitim almış ilk kadın sanatçı Mihri Müşfik Hanım
                          Bu  arada  Sanayi-i  Nefise  Mektebi  tarafından  dü-  bu mektepte aynı zamanda müdürlük de yapmıştır.
                          zenlenen sınavla yurt dışına sanat eğitimi amacı ile   Mihri  Müşfik  Hanım  (1886-1954),  Kurtuluş  Sava-
                          gönderilen sanatçılar, I. Dünya Savaşı’nın başlaması   şı sonrası Atatürk’ü mareşal üniformasıyla ayakta
                          ile geri dönmüşler; 1917 yılında Harbiye Nazırı Enver   canlandıran yaklaşık 3m yüksekliğinde bir portresini
                          Paşa’nın isteği ile Viyana ve Berlin Sergileri için ku-  yapacak ve Çankaya Köşkü’ne götürerek kendisine
                          rulan ve konusu savaş ve kahramanlık olan resimle-  sunacaktır.Cumhuriyetin  ilanı  sonrasında  bir  Türk
                          ri üreten Şişli Atölyesi’nde çalışmışlardır. 1914 kuşa-  ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portesi Mih-
                          ğı olarak tanınan bu grubun 1918 yılında Viyana’da   ri Müşfik Hanım’a ait olacaktır. İlk kadın ressamlar
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27