Page 72 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 72
72
Kur’an’da ilk ayet, ilk emir “oku”dur. sında ekonomik denge ve eşitlik imkanına erişebil-
mekteydi. Siyer-meğazi kaynaklarından bu ayetle
Hz. Aişe bizzat ilim öğrenmiş ve öğretmiştir. birlikte kadına gelen miras hakkından toplumun
Hz. Fatma fetva, Hz. Ebubekr’in kızı Esma fetva erkeklerinin rahatsız oldukları ve peygambere bu
verecek kadar ilim sahipleridir. İslam dini kadınların ayet için çok soru sordukları bilinmektedir. Yine de
aile içinde incitilmemelerini de öngörmüştür. Allah, bu ayetin tavsiye olduğu ve zaman içerisinde de-
“bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?” derken ğişen şartlara göre yetkin din ulemasının yeniden
57
kitabında, bunun muhatabı sadece erkekler değil meseleyi ele alarak hüküm verilmesi gerektiği ka-
kadınların da içinde olduğu tüm insanlardır. naati bizde oluşmaktadır.
Peygamberimiz “ilim kadın ve erkeklere farzdır” Kadın konusunda en çok saldırılan ve eleştirilen
diye buyurmuştur. Ayrıca Peygamberimiz bazı Kur’an ayetlerinden biri de kadını dövme ruhsatının
günlerde kadınlara ilim öğretmiştir. Çok güzel verildiğinin tefsir edildiği ayettir. Ayeti açıklamaya
61
okuma yazma bilen Şifa Hatun Peygamberimizin geçmeden önce ayetin ilk muhatabı ve ayetin indi-
tavsiyesiyle eşi Hafsa’ya okuma yazma öğretmiş- ği peygamber efendimizin sünnetine bakılmasının
tir. Şifa Hatun’a Hz. Ömer, çarşı ve pazarları kont- elzem olduğu görülmektedir.
rol vazifesi vermiştir. 58
Peygamberimiz kadına nazik olmayı sürekli telkin
Kadına miras hakkını ilk İslam getirmemiştir belki etmiş bir insandır. Eşleri bazen ona ev hali seslerini
ama dönemine göre kadının elde ettiği miras hakkı yükseltebiliyor veya ona çıkışabiliyorlardı. Sahabe-
ve bu hakkın tesis edilmesinde ileriyi gösterme çok ler bu duruma başta şaşırsalar da bunun ev hali
güzel bir sistematiğe ve en adil özelliğe sahiptir. olmasından dolayı durumun insaniliği idrak edi-
lebilmişti. Lakin peygamber Efendimiz bir kez bile
“Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından, erkek- üslubunu bozmamış, kibarca ve sakince iletişimde
lere hisse vardır, kadınlara da hisse vardır. Bunlar kalmayı bırakmamıştır. Kendisi, ayetin tek kanalı
az veya çok belirli bir hissedir. Taksimde yakınlar, olduğu halde kadınlara asla vurmamıştır ve bunu
yetimler ve düşkünler bulunursa, ondan onlara da birçok hadisinde görüldüğü üzere eleştirmiştir. Hz.
verin ve güzel sözler söyleyin. Allah erkeğe iki kadı- Aişe şöyle demiştir: “Rasûlüllah hiçbir hizmetçiye
nın hissesi kadar tavsiye eder.” 59 de, hiçbir kadına da vurmamıştır; hatta o, eliyle
(bile) hiçbir şeye (vurup) dayak atmamıştır.” 62
Yukarıdaki ayet sebebiyle günümüzde dahi kadının
sosyal statüsüne bakılmaksızın miras hakkı konu Ayetteki tavsiyede geçen uyarma sıralaması dik-
olduğu zaman ebeveynler erkek-kadın ayrımı ya- kate şayandır. İlk iki tavsiye gayet makul ve kadı-
Fıkıhçıların pabilmektedir. Halbuki ayetin manası için fıkıhçılar nı psikolojikmen hazırlamak içindir. Lakin üçüncü
hükümlerinin ayetin sebeb-i nüzulunü bilmektedir ve günümüze tavsiye olan “darabe” fiilinin Kur’an’da birçok an-
dönemin göre yeniden yorumlarlarsa durum daha net ortaya lamı vardır. Bunlar arasında örnek vermek, isnad
şartlarına, çıkacaktır. İslam Hukukunun maddeleri Kur’an’ın etmek, nitelendirmek, perde koymak, vazgeçmek,
kültürüne ve ayetleri değil, hukukçuların içtihatlarıdır. 60 salmak, yol açmak-tutmak, örtmek, layık olmak,
seviyesine göre çarpmak, vurmak, yolculuğa çıkmak ve mesken-
olduğu asla Cahiliye Araplarında yetim kızların mülkiyet hakkı- den çıkarmaktır.
63
unutulmamalı; na ilişkin bir husus değerlendirilmektedir. Araplar-
birincil kaynak
olan ayet hiç bir da kadının miras hakkı olmadığı gibi, şayet yetim Biz, şiddeti tamamen dinî kültürün bir sonucu ola-
şekilde devre dışı çocuklar babasını kaybederse aile servetini yemek rak görmediğimizi belirtmek istiyoruz. Kadına şid-
bırakılmamalıdır! ve zenginleşmek isteyen biri anneleriyle veya yetim detin meşruiyeti kesinlikle olamaz. Bu tamamen
Vahiyden üste kız çocukla zorla evleniyor ve kadın ile çocukların psikolojik ve kültürel etmenlerden kaynaklanan
hiçbir söz olmaz, hakkı yağmalanıyordu. Böylece evlilikle gelen hi- bir gerçektir. Peygamberin hayatına bakıldığında
olamaz! maye sonucu mallar kendi adına işletiliyordu. Al- Hz. Aişe’ye zina iftirası atıldığında ve ayet ininceye
lah bu adaletsizliği ve yağma düzenini kaldırmak kadar olan o sıkıntılı dönemde, Efendimiz karısına
ve yolun yanlış olduğunu göstermek için bu ayeti kesinlikle şiddet uygulamamış, aksine üçüncü tav-
indirmiştir. Kadının mirasta hiç payı yokken, oran siye olarak onu babasının evine yollayıp sabrı dile-
sahibi olmuştur. Zira kadın, hem kocasından hem miştir. Buradan ayette geçen darabe fiilinin vurmak
babasından miras almak, hem de nikah sonucu anlamından daha çok evden çıkarmak, istenilen
gelen mehir miktarını elde etmek ile, erkek karşı- veya sabredilen şeyde ısrarcı olmak gibi anlamla-