Page 97 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 97
MUTLU KADIN MUTLU TÜRKİYE 97
1.471’i (%4.54) ile kadınlardan oluşmuştur. 2009 faal olarak çalışanların oranı erkeklere göre azdır,
Yerel Seçim sonuçları bize, tüm yasal düzenle- kadınların eğitim düzeyi erkeklere kıyasla düşük-
melere ve toplumsal beklentilere rağmen halâ her tür. Kadınlar ev dışında erkeklerden daha az vakit
platformda olduğu gibi siyasette de cinsiyet ayrım- geçirirler, ev dışındaki kişilerle daha az etkileşimde
cılığının devam ettiğini ve erkek egemen yapının bulunurlar. Siyasal konulardaki bilgileri daha azdır.
ön plana çıktığını göstermektedir. Kadınlar seçim Kadınların siyasal katılımları da düşük düzeylerde-
26
sürecinde erkeklerle eşit hatta öndeymiş gibi gös- dir .
terilmesine rağmen, seçim listeleri açıklandığında
kadın tekrar geleneksel rolüne büründürülmekte- Kadınlar herhangi bir mekanizmanın içine girdiği
dir. Kadınlar çoğu konuda olduğu gibi seçimlerde zaman, kadına ait değerler, bakış açıları ve kimlik-
de dışlanmış, ikincil konuma itilmişlerdir. Oysaki lerle orada yaşamasına genellikle izin verilmemek-
kadınların haklarını ve çıkarlarını koruyabilmeleri tedir. O zaman kadınlar eğer bu toplumsal cinsiyet
için, kararlara katılıp yönlendirebilmeleri, karar alan farkındalığına sahip değillerse yani belirli bir kadın Kadınların karar
pozisyona gelebilmeleri demokratik bir siyaset için bakış açısını içselleştirmemişlerse bu yapıya uyum alma meka-
23
gereklidir . sağlamak ve yapı içerisinde ‘erkek-kadınlar’ ola- nizmalarındaki
rak var olmak zorunda kalmaktadır . varlıklarını
27
2.2. Toplumsal Cinsiyet ve Katılım sağlamlaştıracak
2.3. Etkin Katılımdaki Engeller ve güçlendirecek,
Kadının durumu ve statüsünü toplumsal cinsiyet gerçek anlamda
kavramı çerçevesinde ele almak gerekir çünkü ül- Kadınların siyasal karar mekanizmalarında eksik eşitliği sağlaya-
kemizde var olan eşitsizliklerin kökeninde toplum- temsili, demokrasinin anlamına uygun bir biçim- cak yasal altyapı
24
sal cinsiyet sorunu yatmaktadır . de çalışmasına imkân bırakmadığı gibi, “yönetime oluşturulmalıdır.
katılma” konusunda da, cinsiyetler arası eşitsizlik
Tarihî koşullar içerisinde, kadının ekonomik rolü- sorununu gündeme getirmektedir. Cinsiyetler ara-
nün değişmesi, kadını erkeğe göre daha zayıf bir sı eşitsizlik sorununun temelinde siyasal katılımın
konuma yerleştirmiştir. Böylece, kadının eve ka- sosyo-ekonomik gelişmeye bağlı “gelir düzeyi,
panmasını ve yalnızca ev işleriyle ilgilenir duruma meslek, eğitim düzeyi, yaş, cinsiyet, aile, yerleşim
gelmesini doğuran koşullar, erkeği evi geçindiren yeri, psikolojik, hukuksal ve siyasal” unsurları yat-
bir role büründürmüş olup, bu durum; erkeği top- maktadır .
28
lumsal ve siyasal yaşamda da kadının rekabetin-
den uzaklaştırıp erkeğin aile içindeki konumunu da Yasalardaki eşitlikçi düzenlemelere rağmen, uy-
güçlendirmiştir. Modern siyaset teorisi, evrensel gulamada eşitliğin sağlanamayacağını en somut
insan hakları bağlamında siyasal katılımı değerlen- biçimde siyasal düzlemde görmek mümkündür.
direrek yurttaşlığın evrensel boyutta algılanmasını Yetki ve karar alma süreçlerine kadınların katılım-
talep eder. Ataerkil varsayıma göre, yurttaş olabil- larında; kadınların eğitim düzeyi, ekonomik durum-
mek için aranan niteliklerin başında gelen rasyo- ları ve aile içi sorumlulukları belirleyici etkenlerdir.
nelliğin erkeklerde bulunduğu iddiası, kadınların Siyasetin erkek egemen bir alan olarak toplumsal
uzun yıllar eşit yurttaş olarak katılım sağlayama- kabul görmesi, kadınların bu alana katılımlarında
masına neden olmuştur. Fakat bu durum ekono- kısıtlayıcı olmaktadır. Ülkemizde, eğitim düzeyin-
mik anlamda zamanla değişmesine rağmen siya- deki düşüklük, pek çok alanda olduğu gibi kadın-
25
sal anlamda pek de bir ilerleme gösterememiştir . ların siyasal katılımını da olumsuz yönde etkileyen
önemli bir faktördür. Cinsler arası eşitliğin yalnız
Kadınların siyasal bakımdan erkeklerle eşit olduğu kadınların eşitlik bilincine ve istencine ulaşması
görüşünün yaygınlaşması ile kadınların siyasal ka- ile gerçekleşemeyeceği; çocukların, erkeklerin, ai-
tılımı önünde sosyal, ekonomik faktör ve biyolojik lenin ve bir bütün olarak toplumun da bu konuda
özellikler gibi birçok faktörün engelleyici etkisi ol- kadınların yanında yer alması gerektiği düşünül-
duğu gün yüzüne çıkmıştır. Bu durumu bir örnekle düğünde, toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate alan
açıklayacak olursak: Kadının doğurgan olması ne- eğitimin önemi daha da belirgin hale gelmektedir.
deniyle çocuk bakımının kadına ait olması, kadını Öte yandan, çocuk, yaşlı, engelli bakımı konusunda
ev içi işlere yöneltmiştir. Bu durumda kadın ev içi destek mekanizmalarının yetersiz olması kadınla-
rollerle tanımlanan bir hareket sahası içine hapsol- rın ev içi sorumluluklarını artırmakta, bu durum ka-
maktadır. Kadının toplumsal konumunun ev içi ve dınların siyasi hayata aktif katılımlarının önündeki
çocuk bakımı olması sonucunda kadınlar arasında engellerden birini teşkil etmektedir .
29