Page 100 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 100
100
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens. İktisat
Yusuf Emre KOÇ Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
Türkiye’de
EKONOMi
VE KADIN
Tarihçe ve Sorunlar
Türkiye’de kadın konusunda hâlihazırda devam et- yasası içinde yer almaları Demokrat Parti iktidarıyla
mekte olan sorunlar uzun yıllardır çözüm beklemek- birlikte 1950’li yıllardan sonra olmuştur.
tedir. Özellikle kadınların işgücüne katılım oranının
arttırılması, ekonomi içindeki paylarının kaliteli bir Cumhuriyet sonrası sanayileşme ve artan kentleş-
şekilde arttırılması meselesi öncelikli olarak çözüm me ile birlikte köyden kente göçün hızlanmasıyla
bekleyen sorunlardandır. kadının toplumdaki rolü de değişmeye başlamış ve
kadınlara sosyal ve siyasal haklar tanınmıştır. Bütün
Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bu olumlu değişimlere rağmen, sanayileşme önce-
değerlendirildiği bir gerçektir. Bununla beraber, nü- si toplumda tarım sektöründe çalışan kadın, bugün
fusunun neredeyse yarısı kadın olmasına rağmen, dahi tarım sektöründe güvencesiz, ücretsiz, aile
kadınların işgücüne katılım oranlarının gelişmekte için geçimlik üretimde çalışmaktadır. Aradan yüzyıl
olan ülkelerin oldukça altında olduğu görülmektedir. geçmesine rağmen kadının ekonomideki yeri Türki-
Dünya genelinde işgücüne katılım oranı % 50 civa- ye’nin hala kanayan yarasıdır.
rında iken, Türkiye’de bu oranın % 30’larda seyret-
Türk kadını elde Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan
edeceği, hayata mesi önemli bir veridir. Bununla beraber, işgücüne teknolojik gelişmeler, ekonomide liberalleşme, göç-
geçireceği katılım oranının erkeklere nazaran daha düşük ol- ler ve işgücü piyasalarının serbestleştirilmesi, çalış-
umutlarına, masına rağmen, kadın işsizliğinin de % 10’ların üze- ma hayatının kalitesini arttırmakla birlikte, işleri es-
çözeceği rinde olması aslında Türkiye ekonomisinin sadece kisinden daha güvencesiz ve esnek hale getirmiştir.
sorunlarına kadın temelli değil bilhassa yapısal sorunlarının ol- Şüphesiz küreselleşmenin bu olumsuz etkileri emek
rağmen pek çok duğunu ortaya çıkarmaktadır. piyasasının güçsüz ve savunmasız parçası olan ka-
alanda olduğu Batılı ülkelerde kadının emek piyasasına girişi “Sa- dınları erkeklere nazaran daha fazla etkilemiştir.
gibi sanatta da nayi Devrimi” ile birlikte olmuştur. Devrime kadar
sanat tarihçi, aile içi geçimlik üretim faaliyetlerinde bulunan ka- Sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve büyüme
sanat eğitimcisi dınlar, ekonominin yapısal dönüşümüyle birlikte aile için kadının ekonomik alana daha fazla katılma-
ve sanatçı üretiminden toplumsal üretime geçişin bir parçası sı önemlidir. Bugün baktığımızda her 10 erkekten
olarak önemli olmuşlardır. Ancak Türkiye’de kadının emek piya- 7’si işgücüne katılırken, kadınlarda bu oran 2-3’e
başarılara imza sasına girişi farklı bir yol izlemiştir. 1915 “Balkan düşmektedir. Bu büyük fark ortadan kaldırılmadan
atmıştır. Savaşlarının” ardından erkek işgücü oranındaki sürdürülebilir ekonomik kalkınmadan söz etmek ol-
azalma, emek piyasasında kadın işgücü talebini dukça zordur. Ayrıca kentleşmeyle birlikte tarımsal
arttırmıştır. Uzun yıllar süren savaşlar ve kurtuluş faaliyetlerden koparak köyden kente göç eden genç
mücadelesiyle, ilk başta geçici olarak emek piyasa- kadınlar eğitim alamamaları ve bir meslek sahibi
sında yer alan kadınlar, zamanla kalıcı hale gelmiştir. olamamaları nedeniyle evlere hapsolmaktadırlar. Bu
Savaş yıllarının getirdiği zorunluluk nedeniyle işgü- durum hem aile için hem de makro açıdan Türkiye
cüne katılan kadınların, gerçek anlamda işgücü pi- ekonomisi için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.