Page 60 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 60
60
diye heyecanını gizlemeden ona sarıldı. “Hem vallah celer yeğeni, Fatma’nın kızı Gonca’nın ağıdı başlıyor,
hem billah ağam. Nur Muhammed hakkıyıçün doğ- Zeynep yeğeninin de gözyaşlarının tadını merak edi-
ru derim” sonra ağa önde imam arkada yürüdüler, yordu. Zeynep bilmese de Fatma her gece ağlarken
ağa caminin kapısında bekleyen adamı sakince ko- aklına o lanetli, iğrenç gün geliyordu. Babası yine o
lundan tuttu yarı sürükler, yarı yürür vaziyette dışarı kopasıca bacağını sürüye sürüye gelmiş, sevinçle
çekti. eve dalmış, ilk defa kendisine kızmamış, küfretme-
miş, bir de Zeynep’i kucağına alıp sevip, okşamıştı.
*** Bu duruma hayret eden anasına da bağıra bağıra;
Her şey bir iki haftanın içinde oldu-bittiye gelmişti. “Lan karı, başımıza talih kuşu kondu ha. Vallah da
Topal Abdi ne zaman paralandı, ne zaman bir çift billah da talih kuşu kondu. İki gözümüz, umudumuz,
öküz, iki çift inek aldı, ne zaman evine bir toprak dam iki cihanın ışığı ağamız kızımıza talip oldu. Hem de
daha inşa etti, ne zaman ahırı oldu kimse anlamadı. ne, hem de ne! Muhammed hakkıyıçün, Meryem
Çocuk Zeynep her şeye hayret ediyordu bu günler- İsa hakkıyıçün, cümle ölmüşlerine yemin verdi. Bir
de. Fatma abası gece gündüz demeden ağlıyor, bazı ahırlık, bir toprak dam, na bir çift öküz, iki çift inek,
geceler kendisini yatırıyor, saatlerce başında göz- oturduğumuz evin tapusu, hepsini yüce gönlüyle
yaşı döküyor ve “Vay fıkarem, vay kadersizim, vay bağışladı. Şu elime parayı avuç avuç saydı.” de-
canını sevdiğim, gözümün ışığı, kadersizim...” diye mişti.Hayriye olayı sonra anladı. Fatma anladığı za-
feryat ediyordu. Zeynep ise bu olanları anlamıyor man ise kıyamet kopmuştu. Alaeddin Ağa Zeynep’i
yalnızca geceleyin ablasının ala gözlerinden kendi kendine istiyordu. Daha kanlanmamış istiyordu
yüzüne dökülen yaşları oyun edip, dili ile yanaklarını ki alsın terbiye etsin, besilensin, çocuk doğuracak
yalayarak tadını almaya çalışıyordu. Ablasının göz- hale gelsin. Bu hadiseye ne Fatma, ne Cabbar akıl
lerinin yaşı hep tuzlu oluyordu, hep sıcak. Bazı ge- erdiremiyordu. Fatma onbeşinde evlenmenin acısı-