Page 61 - MHP Kadın Kolları Dergisi Sayı-1
P. 61

MUTLU KADIN MUTLU TÜRKİYE          61


             nı çok çekmişken, oniki yaşındaki bir çocuğun gelin   ben  elimde  gelincikle  yattım.  Geceleyin  gelinciğin
             edilmesi aklına sığmıyordu. Sürekli evin içinde dört   boyası akmış, yatak kıpkırmızı olmuş, bak benim de
             dönüyor,  annesine  babasına  bazen  kızıyor,  bazen   fistanım batmış.” Güllü, “Ayten abla! Koş hele yetiş.
             yalvarıyor ama hep dayak yiyip yara bere içinde kalı-  İnciri ocağımıza dikti bu fallik!” diye bağırdı. İki kadın
             yordu. Sürekli aynı sözleri tekrar ediyordu, bu sözler   soluk soluğa Zeynep’in yattığı odaya geldiler. Yata-
             Zeynep anlamasa da Cabbar’ı derinden yaralıyordu.   ğına baktılar ki kırmızı bir leke. Ayten dayanamadı,
             “Allah boyunuz devrilsin. Zalimler. Kudurmuşlar. Al-  elini kızın fistanının altına soktu, kontrol etti. Elleri de
             lah kepeğinizi kessin. Eviniz yansın… Yansın da çatır   kırmızı idi. Sinirlendi, “Dayanamadın he mi Topal’ın
             çatır gözleriyizin bebeği aksın sel olsun. Allah kar-  iti, dayanamadın”
             ganmış Alaeddin... Allah kocamış karga... Allah evini
             yaksın, ocağın yansın kül olsun... Kızoğlan kızların   Alaeddin Ağa çocuk olmuş, kanat takmış uçuyor-
             erisin, evin ocağın cehenneme dönsün... Elli yaşında   du.  Berbere  gidiyor  berberi,  camiye  gidiyor  imamı
             elli kere belik belik olasın!” Fatma dövünüyor, dövü-  zengin  ediyordu.  Zeynep’in  zamanı  gelmişti.  Beş
             nüyor, boğazları patlayıncaya kadar inliyordu.  gün geçti. Farsak İmam geldi, bir çift bilezik mehirle
                                                        Zeynep ile Alaeddin Ağa’yı nikahladı. Zeynep ne olup
             Alaeddin Ağa, Zeynep’e güzel güzel kırmızı fistanlar   bittiğine anlam veremedi. Güllü ile Ayten Anaları bir
             hediye yollamıştı. Topal Abdi’yi şen etmek için da-  haftadır ona düşman kesilmişlerdi. Zannediyordu ki
             vul zurna bile getirmişti. Kızı al bir ata bindirmiş, al   gelincik yüzünden bütün bunlar. Hocanın yanından
             gelinlik giydirmiş, atın dizgininden tutmuş, koskoca   geldikleri akşam Zeynep artık Alaeddin Ağa’nın ya-
             ağa evine dek öyle yayan yürümüş, en son kızı attan   nında yatacağını öğrendi. Ses etmedi. Güllü Anası
             kendi eli indirmiş, iki karısı Güllü ile Ayten’e teslim   onu iyice köpürte köpürte yıkadı. Tuhaf, beyaz, ipek-
             etmişti. Zeynep bir şeyleri anlamaya çalışıyor, küçük   ten bir gecelik fistan giydirdi. Ağanın yanına yolladı.
             aklı ile kafasında kuruyor, ablası gibi gelin olduğunu   Ağa gelincikten dolayı kendisini dövecek zannedi-
             yavaş yavaş idrak ediyordu. Alaeddin Ağa ara ara   yordu. Karanlıkta duyduğu yalnızca ağanın nefesi-
             onu  çağırttırıyor,  sofrada  dizine  oturtturuyor  ken-  nin sesi idi. Cabbar’ın koyun güden iti gibi ağanın
             di elleri ile besliyordu. Her yemekten sonra da elini   nefesi  hırıl  hırıl  yankılanıyordu.  Ağa  onu  elinden
             ayağını  sıkıyor,  “Etlenmiş  maşallah  namussuzun   tuttu. Soydu…Bundan sonra Zeynep olanları hayal
             kız etlenmiş. Besili keklik olmuş hele de hele!” diye   meyal hatırlıyordu. Dakikalarca bedenine bıçakların
             seviniyordu. Ağanın karıları bu işe ses etmiyorlardı.   girdiğini, kendini yaktığını hissetmişti. Sonra karan-
             Hem nasıl etsinlerdi, hemen kapının önüne koyardı   lıkta  olan  gözleri  iyice  kararmış,  acıdan  bayılmış,
             ağa onları. Hiç olmazsa saygındılar. Yalnız Zeynep’e   kendine  geldiğinde  sabah  olmuştu.  Bir  hafta  otu-
             kendi çocuklarından çok bakmak onların ağrına gi-  ramadı.  Kimseyle  konuşmadı.  Kimseyle  uyumadı.
             diyordu. Zeynep en güzel sakız kokulu yastıklarda   Gözleri mor mor oldu, dağda açan menekşeler gibi
             yatıyordu,  Zeynep  en  güzel  av  etlerini,  kuşları  yi-  eridi,  boynunu  büktü,  içine  kapandı.  Ne  olduğunu
             yordu, Zeynep yağ ile bal ile besleniyordu, Zeynep   artık anlıyordu.
             onikisinde altın takıyordu, Zeynep şu yaşında terzi
             kesimi fistan giyiyordu.                   Bundan sonra her hafta sayısızca vücuduna bıçak
                                                        girdi Zeynep’in. Ağladı, çığlık attı, bayıldı. Her ayıldı-
             Aradan  bir  yıl  geçti.  Ne  Fatma’nın  ağıdı,  bedduası   ğında oturamadı. Aradan zaman geçti. Bir gün oda-
             bitti, ne Cabbar’ın kini öfkesi. Babaları olacak dey-  sında oturan ağanın yanına gitti, saf bir ahmaklıkla
             yusun ağadan aldığı paralar ile yiyip yiyip öküz gibi   ağaya “Sanırım bıçaklar beni hasta etti. Hep kusu-
             semirmesini izliyorlardı. Zeynep ise ağa evine iyice   yorum.  Hep  midem  bulanıyor.  Dünya  da  gözüme
             alışmış, iyiden iyiye beslenmişti. Her şeye izni var-  kararıyor” deyince ağa neye uğradığını şaşırdı. Aklını
             dı. Her şeyi yapabiliyordu. Bazen gizli gizli Cabbar   yitirdi. Sevinçten neyi var neyi yoksa dağıttı. Toklular
             geliyor, ona gelincik veriyor, Zeynep de gelincikleri   kestirdi, rakılar içirdi. Nasıl sevinmesindi, oğlu olu-
             koynuna alıp, ellerinde sıka sıka uyuyordu. Bir sabah   yordu...
             uyandı. Yatağında bir ıslaklık hissetti. Ürktü, çekindi.
             Islaklık her yanına bulaşmıştı. Suç işlemiş gibi kalktı,   Zeynep  hep  tek  yattı,  kuş  tüyünde  uyudu,  yağ  ile
             koşa koşa gitti, odalardan birinin kapısını açtı, içeri-  bal ile besleniyordu. Kusması geçmişti geçmesine
             de çamaşır düren kadına seslendi, “Güllü ana” dedi,   de, şimdi de karnı ha bire büyüyordu. Abisi Cabbar
             “Güllü ana ben bir halt yedim.” Güllü şaşırdı. İlk defa   kaçak  kaçak  geldiğinde  “Ben  çok  acı  çektim  ama
             Zeynep’in böyle bir şey konuştuğunu duyuyordu. O   şimdi iyiyim abi, yemek yemekten şiştim, davul gibi
             konuşmadan Zeynep bir çırpıda döküldü; “Güllü ana   oldum bak.” diyordu.Cabbar ne olup bitiyorsa hep-
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66